Sonntag, 1. Dezember 2013

#Blog Firtinasi...

#Blog Fırtınası, 1. gün ödevim :)


Tam 13 yil önce toprak ve kil kokusu esliginde acayip tozlu bir atölyenin kapisini acip iceri adimimi atmamla yere yüzü koyun kapaklanmam bir olmustu... Hatay MKÜ'nün Güzel Sanatlar Egitim fakültesi, Heykel 1. atölyesinde Perspektif dersindeydim ama yerle bir halde :( utandim mi, sarsakligima mi kizdim bilmiyorum ama ayaga kalkip bir kenara resmen ilistim, olabildigince ayriksi bir sekilde....
Bu benim sinif arkadaslarimla ilk tanisma seklimdi :) yanina ilistigim insanin adi Raziyeydi ve 4 yil boyunca herseyimizi paylastik ve hala görüsüp ayni yerden hayata, yasama yarenlik ederiz...
Neyse efendim sevgili Hocamiz anlatiyor, genizden gelen boguk ve anlasilmayan ses tonuyla, %40 duyu kaybi olan kulagimla ben ve alt-üst desibel sesleri algilayamama problemimle ben dogaldir ki anlayamadan sadece dinliyorum. Arada Raziye'ye soruyorum tabii (bunaldigini anliyorum Raziye'nin) vee son vurus!!! Hoca "bahcede kil havuzunda kil az arkadaslar" dedigi anda bende bir düsünce, bir ne yapsam hali bu defa yanina ilistigim Raziye'ye diyorum yaa arkadasim iyide biz  bu ekim ayninda nerde buluruz "kiraz"?
-Raziye: ne kirazi ya, sen iyimisin???
-yaa iste Hoca dedi ya kiraz hazirlayin ama bahcede az diye!!!
-Raziye: Arkadasim kil az dedi k-i-l... ne kirazi yahu, anladin mi???
Ders bitti ve Raziye bana dönüp kütüphaneye mi gidelim, yoksa su meshur kil olayinimi halledelim ne dersin???
 Ve o zaman anladim ki en berbat dediginiz anlar baska güzelliklere, bambaska kisi ve olaylara baslangic olmakta...
Ben o gün kapi önünde pat diye düsmeseydim belki Raziye'nin yanina degil baska bir insanin yanina oturacaktim ve Raziyeyle yasayacagim bircok güzel seyleri yasamayacaktim...
Ve belki baska bir arkadasimla daha güzelini yasayacaktim ama iste an ve yasam insanin secimlerini, bakisini ciddi anlamda etkiliyor...

Bugünün ödevi "ani veya hikayeydi" bende bana dair cok cok özel bir anla bu etkinlige baslangic yapmak istedim...
Sevgiyle kalin, yarina dek...


firtina
Millet her yerde blog challenge’ları yapıyor, yazmaya teşvik olsun diye, bizde tık yok. Onun icin ben de yabancı bir sitede bulduğum 30 günlük bir challenge’ı aldım, Türkçe’ye uyarladım. Şimdi biz de Aslı’cımla birlikte yapıcaz bunu.
Challenge yerine ne desek Türkçe’de? Bilemedim. Ödev diyelim.
Nedir yani? Şöyle bi şey:
31 gün. 31 ödev. Aralık ayı boyunca her gün bir yazı.
En azından deniycez, her gün yapabilecek miyiz emin değilim ama inanmak başarmanın yarısı, öyle ya. Biz Pazar günü başlıyoruz. Anı da olur, hikaye de, ne istersek öyle, yeter ki yazalım. Ödevleri sadece ilham olarak kullanabiliriz, sıkı sıkıya bağlı olmamız da gerekmiyor bence. Ben sırayı bozmayacağım, her gün yazamasam da gün sırasıyla gideceğim. Tamamen atıyorum, 12 Aralık’ta yazamadım mı, o ödevi atlayıp 13′ten devam edeceğim ama herkesin keyfi bilir yani sonuçta, amaç yazmak için bir bahane yaratmak, düzenli yazma disiplinini kazanmak ne de olsa, ödev yapmak değil.
Katılmak isterseniz bekleriz, katılırsanız twitter’da hashtag’lemeyi (#blogfırtınası) unutmayın ki takip edebilelim. Hatta bu yazıya link verirseniz, burada da birikir pingleriniz, güzel olur, hem belki başkaları da katılır, hep beraber birbirimizi gaza getiririz. İnternet mimi gibi bir şey aslında işte. Haaa hangi günün ödevini yapıyor olduğunuzu da belirtin tabii yazının bir yerinde bence.
Ödevler şöyle:
Gün 1. Yazınıza “Bir varmış, bir yokmuş” ile başlayın.
Gün 2. Herhangi bir kitabın, herhangi bir sayfasını açın ve bir satır seçin. O satırla yazıya başlayın, gerisi sizden…
Gün 3. Dünyada istediğiniz bir yere gidebilecek olsanız nereyi seçerdiniz, düşünün. Oradaki deneyiminizi yazın.
Gün 4. Kafanızdan bir karakter atın ve onun hikayesini yazın.
Gün 5. Bir rüyanızı veya kabusunuzu hikaye şeklinde yazın.
Gün 6. “Mutfakta penceremin önünde duruyorum…” Başlangıç cümlesi bu, gerisi serbest.
Gün 7. En sevdiğiniz mevsimi yazınızda okuyuculara da yaşatın.
Gün 8. En sevdiğiniz şarkıyı alın, ismi ve sözleri yazınıza ilham olsun.
Gün 9. Bir kafedesiniz, başınızı kaldırdınız ki kimi göresiniz! “Kimi” kısmı size kalmış, buyrun yazıda anlatın.
Gün 10. Eskiden yazdığınız bir şeyi bulun. Girişini tekrar yazıp ona yepyeni bir ton verin.
Gün 11. İlk işiniz hakkında yazın.
Gün 12. Sevdiğiniz birini bir karaktere çevirin ve onun hakkında yazın.
Gün 13. Hep hayalini kurduğunuz evde yaşıyor olsanız nasıl bir şey olurdu onu yazın.
Gün 14. “Fırtınalı ve karanlık bir geceydi…” Yazıya bununla başlıyoruz, sonra neler oluyor bakıyoruz.
Gün 15. İyi ya da kötü, herhangi bir çocukluk anınıza yeniden hayat verin, bugünkü içgörülerinizle tekrar bakın.
Gün 16. Son yediğiniz yemeği tüm detaylarıyla anlatın, ağzımız sulansın.
Gün 17. Bugüne kadar yaptığınız en güzel tatili yarattığınız bir karakter yaşamış gibi anlatın.
Gün 18. En sevdiğiniz kitabın adı yazınıza ilham versin.
Gün 19. Çocukkenki halinizi hikayenizdeki bir karakter olarak anlatın.
Gün 20. Burcunuzun özellikleriyle bir karakter veya bir dünya yaratın.
Gün 21. Dışarı çıkın ve dışarıda gördükleriniz hakkında yazın.
Gün 22. Geçmiş hayatınızda biriymişsiniz. Kimmişsiniz? Ne yaparmışsınız?
Gün 23. En sevdiğiniz kurgu karakterin günlüğüne yazdığı bir yazıyı yazın.
Gün 24. Bir gemi veya araba yolculuğundasınız, sizden yaşamak isteyeceğiniz yol hikayesini bekliyoruz.
Gün 25. Su temasına dair aklınıza geleni yazın.
Gün 26. Geleceği hayal ettiğinizde ne görüyorsunuz? Bilim-kurgudan bahsediyoruz, evet!
Gün 27. En sevdiğiniz peri masalına yeni bir son yazın.
Gün 28. Şu an olduğunuz kişiyi bir hikayedeki bir karaktere çevirin.
Gün 29. Ne yazarsanız yazın, sonu bitmemiş olsun, “devamı gelecek” hissi uyandırsın.
Gün 30. İlham perinize bir mektup yazın.
Gün 31. Konumuz yeni yıl. Yeni yıldan beklentileriniz, yeni yıl kararlarınız ya da aklınıza ne gelirse…
Böyleyken böyle, hadi bakalım, kolay gelsin.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen