Samstag, 2. Februar 2013

Stop! " 2 yas sendromu "...

Ne zamandir yazicaktim ama bugüne kaldi... Evet (!) bizim evimizdede 2 yas sendromu var, ve sanirsam bir müddet kalici bir misafirlik halinde...
Simdi etrafimdaki vede uzaktaki yakinlarim yada arkadas cevrem "ayy 2 yas sendromuda ne ki"?.. -ayy vallahii yok öyle birsey, simdiki annelerin icadi bu!.. -deselerde, biliyorum var yakindasim, biliyorum var arkadasim, var eyyy ahali...

Simdi bu "2 yas sendromu yani TerribleTwos yani Trotzphase" walla zaman olsa tüm dünya dillerinde cevirisini  bulur, ne manaya geldigini arastirir, yazarim... Ama dedim ya!.. Zamanim yok.. Cünkü; bizde 2 yas sendromu var!!!

Simdi cocugumuz sebepsiz yere öfkeleniyor, sürekli agliyor (eskilerin mizmiz-simarik-huysuz betimlemesi ), uykusuzluk had safadaysa, ünlü herseye Hayir'lar basladiysa, ama ama istiyorumlar bas kösedeyse, markette yerlere yatiyor, gözünüze baka baka yapiyorsa yapacagini, ben bilirim edalari hakimse, el tutmama sevdasi almis basini gidiyorsa, giydirme isi artik bir eziyet ve savas halindeyse, ve bu saydiklarimdan 3'ü bile varsa, cocuk 2 yas sendromu yasiyor arkadasim...




Ben en azindan 2 yegenimde buna tanik oldum, lakin ebevyn olarak yasamak öyle beter ki nefes alamiyorsunuz, hayir diyen cocukla inatlasmamak adina 40 takla atiyorda birini denk getiremiyorsunuz... Hal böyle olunca; Siz sürekli mizmizlanan, en sahanesinden monologlar yapan, icinden 10'a kadar sayan, hafiften siyiran, cocugunun kriz aninda duyarsizlasmis bos bos bakan bir Anne oluyorsunuz...

Ve sonunda markette, yolda, merdivende cik-cik yapip kafa sallayan insanlara, suskun, mahcup, yerin dibinde bakislarla; evet benim cocugum diyerek basiniz önde gidiyorsunuz....

Biz 3 yas'a 2 ay kala hala atlatamadik, dibine kadar uyku sorunu yasiyoruz, öfke cigliklari hat safada öyle ki komsuyla polislik olduk, kiyafette her sabah ayni sorun "istemiyooom" cigliklari cinliyor evde, kapilar vuruluyor, oyuncaklar yere atiliyor, masa sandalye savruluyor...

Babamiz bile sabir tasiyken gecen sabah catladida odana giiit Arjin höykürmesiyle beni yataktan ziplatti...
Vee aynen söyle dedi " bu 2 yas sendromu ne zaman bitiyor?"... Bana gelince ben hicbir zaman sabirli, sakin bir insan degildim hal böyleyken beni gecelim derim... Bizim evde bunlar günlük ve agir dozda yasanmakta, üstüne dünyanin en anlayissiz, saplantili, sessizlik hastasi bir komsunuz olunca durumun vahimligini siz düsünün artik...


henüz yukarda bulunan görüntülere ulasmadik ama; her an olabilir gibi...

Dün kuzenimle telefonda konusurken birara dedi ki yahu sürekli kiza aciklama icindesin... Evet, sürekli aciklama halindeyim ve o aciklamalar yetmedigi an, Arjin'nin krizi dahada ateslendiginde bendeki sabir fitilede ates aliyor, vee hoop patliyorum.
 Yanlis biliyorum ama bütün gün yasananlar ve günün sonundaki öfke nöbetinde artik bagiriyorum, cünkü ne enerjim kaliyor nede olmayan sabrim hele üstüne Arjin gibi asla enerjisi düsmeyen ve bir erkek cocugunu aratmayan haylizliklariyla dolu bir kiz cocuguysa bu...

Elbette insansiniz ve sizinde öfke patlamaniz oluyor, hele ki gün icinde yarim saat bile birakacak bir kisi olmadan yapiliyorsa bu ebeveynlik isi durum dahada agir oluyor...
Kizimla karsilikli bagirmadan tek gün gecmiyor, dolayisiyla birbirimizden negatif elektirik alip veriyoruz, alip veriyoruz...
Ve bazen diyorum kendime "sakin ol Elif gececek" bakmisin birgün Arjin o istedigin kivama gelmis falan filan diye hayal kuruyorum artik yahuuu...

Cocuklari sakin, huzurlu  vee hic 2 yas sendromu yasamamis annelerden kurs rica ediyorum kurs, valla varsa cevrenizde lütfen irtibat kursun benimle...
Vede su cizgi filmlerde bulunan kim olduklari önemli degil bütün kahramanlar... En agirindan anlayisli, sakin cocuklar ve kaclik prozak almis bilinmez bir sakinlikte ki analari!!!

Yahu onlari görünce kizima dönüp; bak Arjin!!! Annesini nasil anladi, cocuk ve tamam dedi!!! diycemde,  korkuyorum "Arjin'nin kadin kadin cizgi filmdeki Anneyi'de sakinligide görüyon dimi" demesinden:/

Amaan iste böyle bir ruh hali var su günlerde bizde, aslinda herkesde var 3 asagi 5 yukari... Neyse ki krese basladik umudum kres'te bakalim(!) Buarada kres ile alakali bir yazida var yakinda...

Yakindir kapiya "Stop! 2 Yas Sendromu daha gecmedi..."  uyarisi asmam...

PS: Yaziyi bu sabah son kez kontrol ederken kizim mutfak kapagini tepiklemekle baslamisti bile güne, en yumusak ve sakin sesle ikna edince yanima gelip "Annii seni cok seviyom" dedi... Sarilip öpüstük, sizce bu saadet dolu duygular kac dakika sürer? -efendim saat mi? - hahaha sanirim cocugunuz yok (!)

Mittwoch, 30. Januar 2013

Armut dibine mi düser?!?


Konumuzla alakali minnakcik bir anekdot:

Üniversite yillarimda bir dekanimiz vardi; yöneticiligi korkunctu ama egitimciligi tartismasiz, kuralsiz 1 numaraydi... Dönem ödevi vermisti bizlere "Cocukluktan, genclige vede yetiskinlige, cizgide gelisimsel evreler" diye, denekleri bulmaksa serbestti... Ben ailemi baz almistim, merak etmistim bizdeki yetenegi ve arastirmayi; Yegenim, Abim, Babam, Annem son olarak Babaannemle bitirmistim...Dönem ödevini notlandiran Hocamizin (Dekanimiz) odasina girip, ailemizdeki yetenegi cok merak ettigimi sordugumda sasirtici sekilde ilgilenip yetenegimizin Anne'den geldigini söylemisti...Bir nevi " armut dibine düser olayi" bilimsel olarak kanitlanmisti...

Ailemdeki cocuklarin hicbirine resim yapma noktasinda zinhar baski uygulamadim, öyle hmmm gel bakalim bugün resimsel aktivite yapalim hic demedim...Hele kiz yegenimin benim yaptigim resimden sonra, asla resim yapmama (Teyzem kadar güzel resim yapamiyorum, o halde yapmiycam artik resim) olayindan sonra dedim ki kendime  Elif örnek resim bile cizme artik hicbir cocuga!!!

Derken anne oldum 7-24 annelik hallerinden dolayi Arjin'e resimsel malzemeleri biraz erken verdigim dogrudur ama kiziminda yasitlarina göre meraki fazlaydi o bir gercek...
 Burda henüz 8 aylik ve parmak boyasi keyfi sonrasi

Hal böyle olunca Arjin'in, günlük, sürekli resim yapma aktivitesiyle hem ben rahatliyordum hem Arjin icindekileri bosaltiyordu...Yaz geldiginde ise asfalt tebesiri yardimimiza kostu... 2012 baharinda aldigim yazi ve resim tahtasiyla bu keyifli anlarini ödüllendirdim... (evet pisligi cok oluyor, tebesirden kaynakli)

Kapi, duvar hatta deri koltuk boyadigi anlarda dahi sadece uyardim (rahat biriyimdir) zaten bir dahada yapmadi...Ama balkonda bulunan bank hala en cok kactigi yer... (!) asagidaki özel bank
                                          ssst sessizlik...



  • Vee son zamanlarda Arjin deli gibi; bir hamura, bir sulu boyaya, bir renkli kalemlere saldirmaktaydi ne bikiyordu, ne yoruluyordu ve hepsini günlük 10-15 dk araliklarla yapiyordu...
  • Bu kücük motor el becerisini yaparken asla rahatsiz etmiyordum, uzaktan yakin ilkesini koruyup, mümkün mertebe müdahale etmiyordum...
  • Yukardaki fotodan gördügünüz resimli boyama kitaplarini hic kullanmadik sedece resimlere bakip hikaye uydurduk...
  • Sinirsiz, kuralsiz, yorumsuz, övgüsü abartilmayan bir yaklasim benimsedim...
  • Son 1 aydir karalamalar, sarmallar ve sonrasinda tek yuvarlak sekiller seri üretim halindeydi...(bakiniz!)
  • Veee dün kuzeni Buse geldigi icin sevincten takla atan Arjin, bak Buse abla! Sana yaptim dedigi sey karsisinda önce afalladim, yok canim olamaz dedim-dedik vee hadi bir daha yap diyince Kizim seri, sekilde ve bu gös, bu kuyak, bu ayiz, bu murun diye diye ciziyordu.
Öyle ki minik kuzum mimik bile yapiyor :)


Vee böylece baskalari icin kücük ama benim icin büyük bir gelisme olan insan yüzleri Arjinde resmen ortaya cikti... Bunun ne denli büyük bir asama oldugunu biliyorum, artik resimleri farkli olacak...
Dün yasadigim tatsiz olaydan sonra Arjinden gelen bu resimler sihirli bir dokunus oldu...
Hayatimin atesi, Arjinim  sorunlariyla, hastaligiyla yada 2 yas sendromuyla beni yorsada, sevimli diyaloglariyla, komiklikleriyle ve böyle yetenekleriyle basimi döndürüp güldürmeyi basaracak...

Babam'dan bir inci "Evlat deniz suyudur; ne icilir, ne gecilir..."

Ama benim deniz suyum, Arjinim simdilik"Armut dibine düser'i" yasatmakta...

Dienstag, 29. Januar 2013

...havale, O da ne? Bizde bilmiyorduk...

Bizim Havale ile ilk tanismamiz Arjin 10 aylikken oldu... 

Arjin'in "Dis bugdayi partisi" sonrasi baslayan atesi ve devaminda gelisen, burun akintisi, agizda salya olayini dis cikarma dönemi sikayeti gibi yorumladik...Ama 3. günün aksaminda 39° olan atesi düsüremeyince, ertesi gün doktordaydik, doktor kontrol ederken malum aglama fasliyla ates iyice artmaya basladi ve bir süre sonra Arjin de sekilsel degisimler basladi.
Önce kasilmalar, sonra siddetli titremeler...Esim ve ben neler oldugunu kavramaya calisirken, doktorumuz "Havale" (Fieberkrampf) dedi...Arjin'i alip, seri sekilde sag tarafina döndürdü. Havale aninda verilen Diazepam adli fitili anal enjekte etti ve yavasca üzerindeki kiyafetleri cikardi. Doktorumuz ikimizde yada ailemizde bir havale hikayesi olup olmadigini sordugunda; evet dedim, ben 1.5 yasinda gecirmisim havaleyi... Ambulans cagrildi ve 3 dk.icinde geldiler...Ben bir filmi izler gibi izledim, bebegimin cirpinmasini, morarmasini...Ve Arjin ilk havaleyi doktorun yaninda gecirmisti... Sonuc: 6 günlük hastane ziyareti...

2. Havale ise ilk havaleden 10 ay sonra bir noel günü, Paris'e gidecegimiz günün öncesi sabah saatlerinde evimizde gerceklesti...Ben sabah sütünü hazirlarken, Arjin'in mutfak zeminine uzanmasiyla kasilmalar baslamisti, yalnizdim o an, Esim icerde uyuyordu, cigliklarima kostu...Film izler gibi izledim dedigim 1. Havalede ne yapildiysa (sag yana yatirma, popodan diazepam fitil verme, ve üzerindeki kiyafetleri yavasca cikarma) aynini otomatige baglanmis gibi, duygularim alinmis gibi yaptim.
Tek hatirladigim sey kendi kendime dediklerimdi; "yapilacaklari paniksiz, seri ve zamaninda yap Elif" ve sonrasinda Arjin'in basini yan tarafta sabitleyip, ambulansin gelmesini bekledik. 5 dk. icinde evdelerdi... Ayni zamanda esimi sakinlestirmek ve ambulans numarasini vermek yine bana düstü, bunlari bu denli sogukkanli nasil yaptigima dair hala saskinim...Böylece 2. Havaleyi evde yasamistik... Sonuc: 3 günlük hastane ziyareti...


     Arjin'in ilk havalesinden bir görüntü, tüm gece bu kablolarla yatmak zorunda nedeni; anlik yükselen atesi haber vermek icin...

Gelelim 3. havaleye; bilenler bilir Arjin'in Babasi söz konusu Arjin'se dünyanin en önde giden panik babasidir... Ve hal böyle olunca Esim hep sensiz bu havale anini yasayamam, kaldiramam der dururdu; ama iste hey hat hayat hicte öyle isteklerle gecen bir sürec degil!!!
Arjin'in atesini düsüremedigimiz bir hafta sonu gecesi, nöbetci doktor ziyaretinin sabahi, ateste bir degisme olmayinca, esim sen biraz dinlen ben Arjin'i yeniden gösterecegim diyerekten evden ciktilar...Hastane bize arabayla 5dk. uzaklikta ve Babayla konusurken birden susan bir cocuk ve dikiz aynasinda bakip kasildigini gören bir Baba - kiii o Baba--> Sabahattin :( Vee 3. Havaleyi arabada yasamistik... Sonuc: 3 günlük hastane ziyareti...

Vee son havalemiz 4. havale bir gece uykuda geldi, üstelik hicbir ön hastalik belirtisi yokken... Rutin gece kalkmalarini yasadigimiz bir uyanmanin sürecinden yaklasik 1.5 saat sonra, uyku aninda seri yutkunma ve hiriltilari duymamla (gece odamiza geldiginde, yerde ona ait bir yatak hazirliyoruz ) Kizimin suratina baktigimda bir anormallik gördüm. Hemen isigi acip baktigimda kizim bana dogru bakti ve basi saga dogru düstü, aninda kasilmalar baslamisti... Vücudunu elledigimde yaniyordu ve hemen esime seslenerek (ciglikta olabilir bu) hemen diazepam'i getirmesini söyledim ve ayni rutin seyler ama bu defa atladigim tek sey kizimin atesini ölcmemekti. Ambulans arandiktan 5 dk. sonra evimizdeydi... Ambulans görevlileri atesi ölctüklerinde kulaktan 39.7 oldugunu söylediler. Son ve 4. Havalemizi gece uykuda yasadik...Sonuc: 2 günlük hastane ziyareti...

Biliyorum bu son havale olmayacak keske olsa, ama bildigim sansliysak eger 4 yasinda bitermis, degilse 5-6 yasina dek bunu yasayacak olmamiz...

Cok cok Önemli olan birkac seycik:

  • Öncelikle ben bu konuda uzman degilim hatta hicbir konuda uzman olamam sadece yasadiklarimi ve bana aktarilan önerileri paylastim...Ve yazdiklarim sadece havaleye yatkinligi olan cocuklar icin...
  • Öncelikle havale ile epilepsi (sara) arasinda bircok farklilik var, bir defa havalede ates var- epilepside yok, havale nöbeti max. 8 dk. sürerken, epilepsi 10dk. ve üzeri sürebiliyor-mus...
  • Ayrica epilepside nöbet ayni gün icinde yeniden birkac defa tekrarlarken, havalede tetikleyen ates yoksa nöbette gerceklesmiyor.
  • Havale yüksek ates sonucu olusan birsey degil-mis, daha cok atesin yükselme grafiginde ki hiz havaleyi tetikliyor-mus...
  • Söyle ki Arjin'den örnek vereyim: son havalede hastanede aksam "gece kontrol makinasi" baglandi (bakiniz: yukardaki foto) ates ölcüldü hersey normal, Arjin uyudu derken aradan 30 dk. falan gecmedi birden makina sinyal vermeye basladi, hemsire geldiginde sok oldu, 40 dk.önce 37.6° olan ates 39.7° bu kadar kisa anda bu yükselis sinir sistemini etkiliyor ve sonuc kacinilmaz havale...
  • Havale aninda eger doktorunuz tarafindan verilmis ise diazepam adli fitili (tüpte bulunmakta) yavasca vermeniz gerekiyor aksi takdirde onunda sinir sistemini gecici bir süre etkiledigi söyleniyor...
  • Ates basladigi anda bir defter alin ve kaydedin. Cocuga ne verdiniz, kacta verdiniz, etkisi ne oldu kaydedin... Soguk su kompresi yapmayin, anlik sok yaptigi icin havaleyi tetikliyor-mus, hele sirkeli su asla, soguk torbalariniz olsun dolapta ince bezlere sarip ense, kasiklar ve alin kismina koyarak atesin vücuda esit sekilde dagilmasini saglayin...
  • Havaleye yatkin cocukta el-ayak buz gibidir, renk solgundur, yanaklarda kizarma olmaz. Cocuga ince pamuklu corap giydirip el ve ayaklara hafif masajlar yaparak, atesten büzülen sinir uclarini rahatlatmak gerekiyor-mus...
  • Havale genelde ÜSYE (üst solunum yolu enfeksiyonu) yada idrar yolu enfeksiyonu gibi bakteriyel septomlarda daha cok gerceklesmekteymis...Bizim sorunumuz ÜSYE'ye bagli atesti...
  • Son olarak havaleden 2 ay sonra burda (Almanya) mutlaka EEG (Elektro-Ensefalografi) yapilmasini öneriyorlar. Böyle bir durumla karsilastiginizda mutlaka yaptirin derim, kafaniz rahatliyor en azindan ayrica cocuga bir yan etkisi olmuyor... (bakiniz: asagidaki foto)


                       Bizim icin öyle siradanlasti ki bu durum, artik oynama yada uyuma bile oluyor...

Bunlarada bir göz atin derim!!! Birebir uzman görüsleridir...Kizim cin verilen brosürden alintidir...

Atesli Havale nedir:
Atesli havale, 6 ay- 5yas arasi atese hassas cocuklarda, atesin ani ve hizli yükselmesiyle meydana gelen bir nöbet türüdür...  % 3 cocukta görülür, ailesel yatkinlik söz konusudur...

Atesli Havale Nasil Olur:
Cocuk aniden bilincini kaybeder, vücudu, kol ve bacaklari kasilip, titremeye baslar. Ardindan vücud kasilmaya baslar, gözlerde kayma olusur,altina kacirabilir, agizda köpük gelme veya kusma olabilir. Dudak ve etrafi morarir, rengi solar. Genelde birkac saniye ile 1-2 dakika sürer ve kendiliginden gecer.Havale sonrasi cocuk derin bir uykuya dalmis gibi görünür...

Havale sirasinda ne yapmali:
Özellikle sakin olmak gerekiyor, panige kapilmamak imkansiz ama sogukkanli olmak cocugun yararina olacaktir. Havale esnasinda bogulma, tikanmayi önlemek icin cocugun basi yana cevrilir, mümkünse sag yana yatmali tüm vücud. Agzini acmaya calismak dogru degil ama emzik varsa alinmali, üzerindeki body yada kalin ne varsa cikarilmali sarsmadan ve ilk nöbet degilse doktorunuzun verdigi ve anal uygulanacak diazepam fitil derhal sakin ve yavasca uygulanmalidir. En kisa sürede ambulans cagrilmali ve bu sürede bulunulan mekan havalandirilmalidir...

Atesli Havalenin Tehlikesi nedir:
Korkutucu olmasina ragmen, atesli havale gecirmek kalici bir hasara, nörolojik bir bozukluga neden olmaz. Bir defa havale geciren cocuk, atesli oldugu dönemlerde tekrar gecirebilir. 5-6 yastan sonra havale görülmez...

PS:
Bu yaziyi uzuun zamandir hatta blog acmadan önce bile yazmak istiyordum, istedim ki birileri de benim gibi bu durumu yasadiysa yada yasiyorsa onlarin duygusunu aktarayim vede belki kücükte olsa yardimci olayim...