Sonntag, 6. Oktober 2013

Medyatik Anne: Merhaba... Eylülde bitti... Bizim evin halleri...

Medyatik Anne: Merhaba... Eylülde bitti... Bizim evin halleri...: Merhaba... Ne kadar zaman oldu buralara yazmayali? Sanki yillar gecmis gibi benim icin cünkü tam 60 gündür bloguma yazi yazmiyorum... Nede...

Merhaba... Eylülde bitti... Bizim evin halleri...

Merhaba...
Ne kadar zaman oldu buralara yazmayali? Sanki yillar gecmis gibi benim icin cünkü tam 60 gündür bloguma yazi yazmiyorum...
Nedenleri belki cok belki yok ama iste bir türlü elim klavyeye gördüklerimi yazmak, icimi bosaltmak adina gitmiyordu. Bende var olan bu yazi yazmamak ruhunda etkili olan birsey var ki o da, Ülkemde hergün olan olaylari uzaktan duymak, izlemek bu ruh halimi ciddi anlamda tetikliyordu...

Oysa koskocaman 7 haftalik Türkiye gezimiz oldu... Arjin bu defa Türkiye ve bura (Almanya) ayrimini anladi ve kavradi artik öyle hemen hop diye Dede-Anneanne-Babaanne-Dayi-Amca-Hala-Kuzenleri göremeyecegini biliyor... Zira onlara gitmek icin ucaga binmek gerektigini ve uzaklik noktasini daha bir anladi sanki :( 


Türkiye Arjin icin cok cok verimliydi, benim icin ise özlemlerimi sagiltmakti... Kisaca Türkiye 2013 seyahati inanilmaz güzel ve keyifliydi, Türkiye gezimizle alakali önemli dipnotlari bir yaziyla paylasacagim UNUTTURMAYIN lütfen!!!


Eylülde bitti...
Eylül Almanya'da yagmur, yaz, sonbahar, tatli soguk, okul ve tatil dönüsü telasi demektir... Ben kendi 
adima eylül ayini hep severim cünkü;
1. Sicak degildir, öyle serin serin yüreginizi oksar...
2. Güz tüm rengiyle yüreginize dokunur, icinizi kah hüzünlendirir, kah sevindirir...
3. Sanki hep bir ayrilik ani yasatir...
4. Okullarin acildigi ay olarak cocukluk, genclik buruklugudur...
5. Üniversiteli olarak aile hegomanyasindan kurtulus, özgürlüge kavusmadir :)) (yazar burda kendi ic haline dönerek bir degerlendirme yapmistir :D )
6. Sararan ilk yapraklara kavusmadir...
7. Büyük evlerde gelecek olan kis icin hazirlik telasidir...
-ve benim icin bu liste uzaaar gider... 
-ve ayrildigimiz Eylül'e, bir sonraki Eylül'e dek veda ediyorum...

"Cam şişelere koyduğum 
Eylüllerden yaz yap bana...

Murathan Mungan

Bizim evin halleri... 
Bu 3 yas sonrasi cocuk halleri cok güzelmis yahu inanilmaz keyifli ve ögrenmeli bir halde gecmekte bizde... Elbette sorunlar yok mu?-var tabii zaten olmazsa bir sorun var bana göre. Ama bu 3 yas konusunu bir ara detayli birsekilde ele alacagim merak etmeyin ama simdi konuyu dagitmadan toparlamak gerek...
 
Bir defa  Gezi parki olayi taa buralarda bile bizi etkiledi bu belki bizim a-politik olmamamizla alakali bir durumdu bilemiyorum ama bildigim Arjin bir ara bunlarla evin icinde geziyordu "her yer Taksi, her yer direymis" ya da otobüs gibi yada "SIK BAKALIM" sarkisini söylemek gibi ya da duman gördügü her olayda "anne polisler insanlara duman atti" dimi gibi sorulari tüm yaz ezber ettik...

Uzaklarda ölen piril piril genclere aglarken Arjin'in saskin bakislarini!!! -aglarsan anlayamam seni yaklasimlarini duymak gibi, ya da gökyüzüne bakip bu dünya oluyor degil mi Anne, bu bizim dünyamiz degil mi sorulari gibi!!!
Arkadaslariyla bir araya geldiklerinde oyun kurmak ve oynamak gibi kii lütfen dikkat!!! --> oyun oynamak diyorum cünkü; 2 yas ve sonrasi oyun degil daha cok kavga ediliyor!!!
Yani kisaca bu 3 yas bir harika dostum...

Benim hep süre gelen ve gidecek olan diyet hallerim devam ediyor, kilolarim öyle ciddi rakamlarda eksilmedi ama iste bir sekilde yasam bicimini düzenlemekteyim... Su ara Türkiye'ye ait olan ehliyetimi Alman ehliyetine cevirmek telasi icindeyim ve gün ici aktivitelerimi ciddi anlamda daraltmaktayim...
Arjin'in kreste dil sorunu epey azaldi hatta simdiler müthis bir almanca konusma patlamasi yasamakta, hatta bu durumu evde devam ettirmekte ama evde düzgün türkce konusmak konusunda kararli olmam sonucu ev ve kres ayrimini yapmakta artik... ( bu anadil ögretme israri babada sekteye ugradi yazikki Arjin arapca duydugunda tepki bile vermiyor artik :/ )

Fakat enteresan olan disarda türkce konusan insanlari duyan Arjin'in ciglikla anne bak bizim gibi konusuyorlar diyerek tepki veriyor olmasi... Bu bazen cok komik bazen sikintili bir hal aliyor ama iste kendini ifade etme dönemi olan bu dönem böyle yapacak birsey yok...

Simdi bana gelirsek ben bu aralar kendi icimi sagaltiyorum, beni benim icimde zehirleyen, negatif anlamda etkileyen ne türden mahlukat varsa ic terapimle azaltiyorum... Bir defa benim enerjimi düsüren ne varsa hayatimdan uzak tutuyorum artik, öfkelerim daha az, serzenislerimde öyle, kirginliklari minumum yasamak adina sifir beklenti moduna gectim böyle olunca cidden cok dingin ve huzurlu siz cikiyor ortaya...

Beni acitan, üzen seyler olmuyor mu oluyor elbette ama duruyorum, nefes aliyorum, ve diyorum ki kendime zaman ver olaylara, kisilere ve duygulara... Sonra bakiyorum ki senin üzüldügün baskasinin keyfi ve egosu oluyor ve buna icten ice seviniyor hatta kücük hazlarla peyder pey kendini var ediyor!!!
O an kendime dönüp diyorum ki "bak Elif bu kisi artik el versende dogrulmaz, o da kendince bulmus ic yolunu, bu saatten sonra bir kimsenin, baska bir kimseye egitim verebilecek ne ömrü, ne ruhu, ne de haddi var... Var olani var oldugu gibi birak ve yola devam et... ( burda kendi icimdeki sese sastim cidden, Mevlana dizeleri okur gibi hisettim kendimi...)

Bence sizde su ara üzerinize gelen kisilerde ve kurgularda bunu uygulayin derim zira cok ise yariyor, zaten terapistlerin önerisi de bu degil mi, yoksa ne saniyorsunuz!!!
- Önce ruhunuzu besleyin ve koruyun... Duygularinizi korur ve kollarsaniz, gerisi kendiliginden gelir...